25 Şubat 2010 Perşembe

Londra'da Kendi Isini Kurmak

9-6 calisip mutlu olan kisiler sanirim bu son 10 yilin en mutlu insanlari olmuslardir. 9-6 demek tabi gercekten o saatler arasinda calismak demek degil. Genelde 9-gece 10 (hatta 2) gibi mesailere alisigiz malum.
Neyse sonucta Londra'da bu kendi isini kurma durumlari nasil yuruyor anlamak icin "FlyingStart make it happen" isimli bir kurumun mentorluk toplantisina katildim.
Mekan Westminster, bir kilisenin toplanti salonu. Kurum devlet destegiyle ogrencilerin ve yeni mezunlarin kendi isini kurmasi icin odenek almis bir STK. Toplanti yerine dogru yururken cesitli protestocular da gozumden kacmadi tabi :)
Toplanti basladi. 5 Ingiliz bir de ben. Herkes kendi isini kurmak icin hevesli, is planlari uzerinde calismaya baslamis, mentor deseniz sagolsun bana toplanti esnasinda bir plastik banyo ordegini mesaj kaygili olarak atti. Iste bu hayatta firsatlar gelir kacirmayin gibi bir cumle ile bagladi. Ancak tabi ordeklerin asil bulunma amaci mentorun yeni cikmis kitabinin adinda ve kapak resminde gecmesi idi.
Sonuc olarak yillarca is tecrubemden sonra sahsen cok verim almadan ciktigim bir toplanti oldu, ancak onemli olan devletin yeni is kuran kisileri desteklemek icin buyuk butceli yatirimlar yapmasi ve STK'lari desteklemesi. Ve vatandaslarin da bu firsati gayet basarili bir sekilde degerlendirmesi. 2. saatin sonuna dogru oldukca şiştim ve kafamda nedense Sirinler cizgi filminin muzigi donmeye basladi :) Neyse ki toplanti 30 dakika gecikmeyle bitti, gayet faydali 2 kisi ile kartlastim ve Southbank Centre'in yolunu tuttum.
 
make it happen hakkinda buradan bilgi alabilirsiniz.

23 Şubat 2010 Salı

Londra'da Bisiklet Piyasasi

Londra'da karda, yagmurda, (camurda diyemeyecegim, o kadar yagmura ragmen gorulmuyor malum) en soguk hava sartlarinda bile bisikletle isine giden insanlarin sayisi hic de az degil. Otobus, serdini bisikletlerle paylasiyor ve gecis onceligi bisikletin. Mesela cok yavas giden bir bisiklet varsa, otobus bisikleti sola sıkıştırıp saglamiyor. (Londra trafigine gore)
Yazin bisikletli kisi sayisi daha da artiyor tabi. Ancak burada bisiklet piyasasi Turkiye'deki araba piyasasini aratmiyor. Mesela 10.000TL'ye de bir bisiklet almaniz mumkun, ancak sahsen onermem, aldiginiz gun calinmasi olasi. Gozunuzu bir an ayrimayacaksaniz/hatta ustunden hic inmeyecekseniz o ayri tabi... calinti olsa dahi Brick Lane'deki bisikletcilerden haftasonlari 100 TL'ye de.
Londra'da gozde bisiklet modellerinden bazilari;
 
 
Sahsen benim bisikletime gelince; bir internet sitesine (gumtree) ilan vermis olan Iskoc bir adamin garajina gittik. Buyuk ihtimalle calinti oldugunu tahmin ettigimiz 9 bisikletten birini sectim. Pek oyle havali bir sey degil ancak istedigim yere kilitleyerek birakiyorum ve dondugumde su ana kadar hep yerinde buldum.
Hip Londra Bisiklet Trendi mi? Tabi erkeklerde ince tekerlekli siyah yarisci bisikleti, kizlarda önü sepetli mavi, yesil gibi canli renkli bisikletleri revacta.
Son olarak Londra polisinin yeni uygulamasina gore bisikletlilere yonelik kurallar da daha sıkı uygulanacak. Kirmizida mi gectiniz, 30 pound cezanizi elinize tutusturuyorlar. Aman dikkat.
Londra'dan bu kadar; Japonya'daki bisiklet kulturunu merak ederseniz izleyin;

Bicycle Japan from efeele on Vimeo.

18 Şubat 2010 Perşembe

Eskimeyen Nagmeler

Artik tum gun hep ayni sandalyede dar alandaki 25 adimimi saymazsak hareket etmeden calistigimdan mi, Londra'nin gunduz gri, gece turuncu olan gokyuzunden mi, cok can arkadasimin haftaya doguracak olmasindan ve benim yanina gidemeyecek olmamdan mi, hayatta devamli yeni kararlar almak gerektiginden mi bilmiyorum. Asil neden bu sarkiyi ozlemis olmam sanirim. Hikayesi olmazsa sarkinin ne anlami kalir ama bir yandan da...

Material Girl ama Madonna'dan Degil

Son gunlerde BBC'nin "Material Girl" dizisine sardim. 6. bolumunu de bugun izleyince yazmadan duramadim... Asagidaki videodan anlasilacagi uzere genc bir moda tasarimcisi hakkinda. Neden bu kadar takildigima gelince; ilk olarak dizi Londra'nin en sahsina munhasir bolgelerinden, Brick Lane'de geciyor cogunlukla, idealist bir tasarimcinin kendi markasini yaratabilmek icin yasadigi entrikali moda dunyasi olaylari etrafina kurulu, arada Ali isimli kadin kahramanin arkadas-ask iliskisinden de haberdar oluyorsunuz elbette...

Dizideki tasarimlara sahsen hayran degilim. Ozellikle Asli Filinta'nin sahane tasarimlarini web sitesinden inceledikten sonra izleyince biraz sonuk kaliyor bence. Bunlar izlerken aklimdan gecenler tabi :)  Kiyafetleri saymazsaniz, bir sekilde dizi sizi icine cekiyor iste...

Izleyip kendi kararini vermek isteyenler buradan izleyebilir. BBC iPlayer gayet basarili...
Brick Lane ve Asli Filinta demisken 1-2 de fotograf yayinlamadan olmaz sanirim... (Not: Asli Filinta'nin sitesine girdiginizde muzigi sakin kapatmayin. Birakin fonda calsin! Sahane)


16 Şubat 2010 Salı

Angel'da Precious Filmi & Sosyal Sorumluluk

Dun Ingiltere'de yuzlerce sosyal sorumluluk kurumundan biri olan "Teach First"un duzenledigi film gosterimine gittim. Film: Precious, ciktiginizda tam olarak ne hissedeceginizi bilemediginiz, Harlem'de gecen, oldukca ic parcalayan bir film. Ancak gorulmesi gerekiyor. Tanitim filmi asagida, film Turkiye'de !f kapsaminda 13 Subatta Istanbul'da gosterimdeymis. Nedense !f Ankara'nin listesine girememis... Filmi bulup izleyin...

Precious Trailer

Teach First'e gelelim; basarili universite mezunlarini 2 senelik bir egitim ve liderlik egitimine alarak, Precious gibi genclerin hayatlarini degistirmeyi hedefliyor. 7-8 senedir gayet basarili bir is cikardiklari da kesin. Teach First hakkinda buradan daha detayli bilgi alabilirsiniz. Sosyal Sorumluluk projelerine bakisiniz zaten Londra'ya ayak bastiginiz an gordugunuz billboard, TV, internet reklamlari ile degisiyor, ve kurumlara guveniyorsunuz. Dolayisi ile yardim etmek icin elinizden geleni yapmak bir vatandaslik gorevi aslinda burada...

Sinema gosterimi Angel'daki Screen on the Green'deydi. Sahane bir sinema.
Filmden ciktigimda (izlerseniz hak vereceksiniz sanirim) parlayan renklerden baska hicbir sey dikkatimi cekmedi. Size Angel'dan 3 renk;

10 Şubat 2010 Çarşamba

Gizli Londra, Kaplan Çin Yılı

Yağmursuz ve karsız bir cumartesi gününü en iyi şekilde değerlendirmek için uzun mesafeleri yürümüş olmanız gerekiyor Londra'da. Şehirde yaşayan insanların kibar ancak bir o kadar mesafeli halkının tüm duygularını kendine saklamasından olacak ki şehirde de yürüdükçe ancak dikkat ederseniz görebileceğiniz detaylar mevcut çünkü.
Lincoln's Inn (Londra'nın en elit hukuk merkezi diyebiliriz sanırım) civarında yürürken kapıya bakıp, fotografını çekmeden duramadık! Bir kapı ne kadar korkutucu ve ciddi olabilir düşünmüş müydünüz?

Son olarak bu hafta Çin yeni yılı malum. Artık Kaplan Yılı'na giriliyor. Adı veya soyadı Kaplan olanlar üzerindeki etkisi konuşulmakta ancak ilgililik payı şüpheli.  Chinatown her sene olduğu gibi oldukça renkli.
 
 
Gösteriler 14 ve 21 Şubat'ta başta Trafalgar, Leicester Square olmak üzere Londra'nın çeşitli yerlerinde olacak. Önerim 21 Şubat'ta Leicester Square'deki havai fişek gösterisini kaçırmamanız yönünde...

7 Şubat 2010 Pazar

6 Sapkaniz Olsa Hangi Rengini Takarsiniz?

Gecen hafta London School of Economics'de bir seminere gittim. Ismi "Think!: Before It's Too Late" Kitabi belki hatirlarsiniz, yazari da Edward De Bono elbette. Sahane bir insan, komik, hazircevap ve zeki elbette ;) Eger kendisini canli izleme sansini yakalarsaniz sakin kacirmayin!

Konusmasina "Cagimizin En Buyuk Problemi Nedir?" sorusuyla basladi. Yaninda oturanlarla tartisma suresinin bittigini belirten dudugu caldiktan sonra herkesin listesinde oldugundan suphelendigi cevabi paylasti; kuresel isinma! Tahmin yerinde ancak listeler yanlis, cagimizin en buyuk sorunu düşünmemek! Gerçekten düşününce hak vermemek mümkün degil sanirim, hmm :)

Ancak asil onerecegim egzersiz 6 Dusunce Sapkasi! Aslinda yeni bir kavram degil ancak, bildigimiz halde hayatimiza ne kadar uyguladigimiz supheli. Diyelim ki bir konu hakkinda sevgilinizle anlasmazliga dustunuz, ya da isinizde kalmak veya yeni bir ise gecmek arasinda ikilemde kaldiniz.... O zaman De Bono'nun sapkalari yardiminiza kosuyor, her ne kadar ilk basim 80lerde olsa da hala gecerliligini koruyor... Etraflica dusunme ('Lateral Thinking') kavraminin sahibi olmak kolay degil ne de olsa...
Eger 6 Dusunce Sapkasi'ni almak isterseniz idefix'de mevcut.

4 Şubat 2010 Perşembe

2010'un Getirdikleri

Soguk, daha cok soguk, yeni arkadaslar, calismayan isitma sistemi, pozitif hisler, vs...
Ancak oyle birsey daha getirdi ki hic aklima gelmezdi. Koreli arkadasimla evimizin oradaki meyve sebze pazarindan alisveris yaparken uzerinde yalnizca Madagascar kelimesinin anlamini bildigim koca bir kutu gosterdi, gozlerinin icini parlatan seyin Madagascar degil de Litchi oldugunu anladim neyse ki.
Kutunun tumune 2 pound verdik ve eve getirdik. Votka ile icilmesi unluymus entel cevrelerde. Lakin meyvenin kendisi de gayet basarili.
Tadini anlatabilmem mumkun degil ancak kabugunu soyunca icinden deniz anasi kivaminda, tatli ve sahane bir meyve cikiyor. Litchi sen nelere kadirsin ;)