29 Aralık 2008 Pazartesi

JC de Castelbajac

Jean Charles de Castelbajac'in yasi oldukca ilerlemis olsa da tasarimlari icin zamanin gerisinde demek mumkun degil. Vaktinde Andy Warhol gibi bircok unluyu giydirmekle kalmamis, 2002'de Petit Prince (Kucuk Prens) muzikalinin de kostumlerini tasarlamis.

Kisaca Londra'da mutlaka gidilecek magazalar listemize ilk 10dan girmis bulunmakta. 50-51 Conduit Street'ten magazasina bakabilirsiniz. Tasarimlari kadar web sitesine de hayran oldum. Sitesine girmek icin tiklayin.

28 Aralık 2008 Pazar

Soguk, Londra, Pazar ve Retro

Londra'nin tum soguguna ragmen pazar gununu evde gecirmek soz konusu degil. Bir cikip yuzunuz uyusuncaya kadar yurumek lazim. Ilk duragimiz Spitalfields oldu. Pazari gercekten muthis. Hergun kuruluyor ancak haftasonlari daha hareketli.
Sahane kiyafetler, aksesuarlar bulmak mumkun. Ustelik bu siralar hersey indirimde...


Ikinci durak da elbette Brick Lane oldu. Ilk gozume carpan; en sevdigim filmlerden Otomatik Portakal'in grafitisi...
1750 pound'a vespa almaniz mumkun. Ustu kapali bir sey bakarsaniz o da mevcut ;)
Ve Brick Lane'in en sevdigim magazalarindan Beyond The Retro....

26 Aralık 2008 Cuma

Londra'da Boxing Day...

Gunlerdir heyecanla bekledigimiz, hatta son gunlerde tum reklam iletisiminden kustugumuz Boxing Day'in unlu indiriminden faydalanmak uzere unlu alisveris caddesi Oxford Street'i senlendirdik. Lakin kalabalik olacagini tahmin ettigimiz cadde tahminimizden ve haddinden daha curcunali olarak bizi karsiladi. Magazaya girmek icin dahi sira olmasi, icerideki kasa sirasini hayal etmenizi saglar sanirim :)

Malum ekonomik kriz nedeniyle tum magazalar bugunu bekliyordu ve aylardir ilk kez bu kadar cok kisinin elinde birer torba gorduk. Indirimler %75lere varinca insanlar da bir o kadar heyecanla magazalari doldurmuslardi...

Carnaby Street'te ise insan seli yerine normal bir kalabalik bulunmaktaydi. Ancak yine herkesin elinde torbalar... Her ne kadar Boxing Day'in cikis noktasi hristiyanlarin daha sanssiz, varliksiz olan kisilere hediyeler vererek senlendirmesi de olsa, artik bir alisveris gunu ve kutlamasi olarak kutlanmakta. Derinlesen ekonomik kriz ile bu gunlerin artacagini ongormek zor degil sanirim...

25 Aralık 2008 Perşembe

Tower Hill'de Yuruyus

Ocak ilk haftasinda da acik kalacak olan Tower Hill'deki buz pisti biraz erimis olmasina ragmen eglenceli... Ancak kayabilmek icin bayagi sira beklemeniz gerekiyor. Onerim; erkenden gidin.

Sonrasinda The City'ye dogru bir yuruyus yaparak hem Londra'da ister istemez yediginiz guzel uluslararasi yemekleri eritmis olur hem de gercekten farkli yerleri gorebilirsiniz.

Londra'nin gobeginde fakat inanilmaz sakin bir site olan St Katharine Docks'un ayni zamanda bir marinasi da bulunmakta. Burada maddi olarak oturmak cok mumkun olmasa da, cafe rouge'da sahane yat ve tekneleri seyrederek kahvalti yapabilirsiniz.

22 Aralık 2008 Pazartesi

Ridley Road Market

Londra'nin Dogusunda, hemen kuzey sinirinda bulunan Ridley Road Market Afrika'dan Turkiye'ye bircok kulturu bir araya getiren bir meyve, sebze, balik ve giysi pazari. 1 pounda 12 limonu alabileceginiz sayili pazarlardan. Londra'da meyve/sebze tane ile satildigi icin; bizim gibi meyve/sebzeyi koklayip kilolarca almaya alismis kisiler icin biraz huzunlu elbette.

Guyana bayragini gorebildiginiz sayili pazarlardan olan Ridley Road Market, Turkiye'de bir pazari geziyormus hissine kapilmanizi sagliyor :) Oryantal elektro muzik dinleyen Turk kasabinin da bu konuda yardimi olabilir elbette.
Dalston Kingsland tren istasyonunun hemen karsisinda bulabileceginiz pazar icin en iyi gun persembe. (Meyve-sebzelerin en taze gunu)
En guzeli sayisiz baharat cesidini gayet uygun fiyata bulmaniz da mumkun.


Gercekten farkli kuaforler de bulabileceginiz pazarda, ilginc Afrika kiyafetlerini ve guzel kumaslar da bulmaniz mumkun...
Tezgahimin fotografini cekiyorsan beni de cekmen lazim diyerek blogumuzu senlendirenler sagolsun :)


15 Aralık 2008 Pazartesi

Londra'da Brezilya Eglencesi

Londra'nin en guzel yanlarindan biri de dunyanin her yerinden insanlarin yasadigi bir sehir olmasi. Farkli ulkelerden gelen insanlar evlerinde oturmayip gida sektorune de giriyor elbette. Bu vesile ile en guzel Thai, Italyan, Fransiz, ve hatta Brezilya yemeklerini/kulturunu gorup tadabiliyorsunuz.
Guanabara da Londra'nin unlu Brezilya restaurant'larindan. 21. yuzyilda Brezilya'lilara ozgu bir aliskanlik mi bilinmez ancak yemek rezervasyonu fax ile yapiliyor. Yemek listesinden istediginiz 3 giris, anayemek ve tatlidan birini secerek mekana fax olarak gonderiyorsunuz. Gittiginizde masaniz hazir, onunuzdeki servis kagidinda adiniz mevcut ve sectiginiz yemekler isaretli.
Mekan oldukca buyuk. Muzik elektro latin :) Saat 09:30'a kadar DJ caliyor. Sonrasinda da performans mevcut. Ancak oturdugunuz yerden gormeniz pek mumkun degil. Sahne etrafinda yer tutmakta fayda var.

Yemekler fena degil. Mangolu hindi ve hindistancevizi sosunda kedibaligina iyi puan verdik. Tatlilar fena degil, giris yemegi olarak da Belcika usulu midye veya mangolu, fistikli salata yiyebiliyorsunuz. Haftasonlari giris yemek rezervasyonu yaptiginizda ucretsiz ancak saat 9dan sonra girmek isterseniz kisibasi 10poundu gozden cikarmaniz gerekiyor.

Onerim mekana yemege gelmek yerine saat 9dan once yemeksiz eglence icin gelin, gereksiz para harcamamis olursunuz. Brahma birasi fena degil. Corona havasi var ancak alkol orani %4.8, pint olarak icemiyorsunuz, o acidan publara gore biraz pahali. Kokteyller fena degil, sampanya bolca tuketiliyor.

Saat 10:30 gibi de Brezilya muzigi calan grubun canli performansini izleyip, yoruluncaya kadar dans edebilirsiniz...

Web sitesine gitmek icin tiklayin.

12 Aralık 2008 Cuma

Bayildigim Bir Cicekci: igloo

Borough Market'i biraz gectikten sonra Bermondsay Street'te goreceginiz igloo gercekten de Londra'da zor bulunur cicekcilerden. Malum Londra'da satilan cicekler hem guzel/cesitli degil hem de yari solmuslari bile cok pahaliya satiliyor. Bu noktada igloo'yu gormek insanin icini rahatlatiyor. igloo'da hem taze hem de uzun omurlu ciceklere para vermis oluyorsunuz. Londra'nin guneydogusunda bulunan igloo'ya sirf koklamak icin dahi olsa mutlaka ugrayin...

igloo'nun web sitesi icin tiklayin.

11 Aralık 2008 Perşembe

Liverpool Street'te 1 Persembe Aksami

Liverpool Street Londra'nin en merkezi yerlerinden/duraklarindan biri. Yuruyerek 10 dakikada Brick Lane'deki barlarda ve biriyani'cilerde guzel bir aksam gecirebilirsiniz. Lakin Londra'nin sogugu da Aralik ayinda donduruyor diyorsaniz onerim hemen metro/tren cikisindaki Railway Tavern'de sicak ve guzel bir aksam gecirmeniz :)

Ilk olarak Efes Pilsen Bira bulmaniz mumkun.(2,59 pound) Hatta sabah 9da buraya gelseniz bile iceride bacon'li ingiliz kahvaltisi veya yaninda bir sey olmaksizin bira icen onlarca insana rastlamaniz da mumkun...


Mekan gercekten acaip otantik ki plazma televizyonun etrafinda varakli cerceveyi veya tavandaki susleri kacirmaniz cok da zor olmayacak...


Bu pub benim icin anneannemin evini hatirlatan bir dekorasyona sahip... Sabahin korunde icki icesiniz olmayacak olsa dahi mekani o saatte gormek icin mutlaka ugramaniz gerekiyor. Wi-fi oldugunu iddia etseler de cogu zaman calismiyor, sansiniz yardim eder de calisirsa internette sahane hizla sorf yapabilirsiniz...

Londra'nin en genis, en kendine has pub'larindan birinin tadini cikarmak icin dogru mekan burasi...
Not: Burasi plazmayi cerceveye alarak Londra'daki bazi Turk restaurantlarini da andirmiyor degil ki Londra'nin Turk restaurant'larini da ayrica yazacagim...

6 Aralık 2008 Cumartesi

Londra'daki Turk Gazeteleri

Ve sonunda elimize Londra'da basilmis Turkce gazeteler gecti! Gazeteler super, icerisinde her turlu haberi bulmak mumkun. Ancak ilanlar ve spor haberleri de ozel ilgiye deger...


Kötürespor ve Pekünspor takımlarının futbol mucadelelerinden Londra'daki Kadinlar gecesinden fotograflara, 10larca satilik kebap shop'a, sofor mektebinden, masaj salonu ilanlarina kadar sahane haberler bulabiliyorsunuz.

Karavanda hamburger dukkani olan Fatih abi sagolsun bize haftalik tum sayilarini iletiyor... Hamburgerlerinin lezizligi disinda bize bu gazeteleri de kazandirdigi icin kendisine tesekkur ederiz :) Fatih abinin sahane hamburgerleri ile ilgili bilgileri de en kisa zamanda buradan iletecegiz elbette...

3 Aralık 2008 Çarşamba

Angel'da Bir Kemanci...

Cogumuz icin keman calmak cince konusabilmek gibi. Bir de ipte ileri geri giderken keman calabilseydiniz acaba ne kadar para kazanirdiniz :)

2 Aralık 2008 Salı

Iki kampanya...

Bir yanda naif cizimler, bir yanda da "I see you like to recycle" sloganli alkolu az tuketin konulu reklam kampanyasi... Ingiltere gercekten de zitliklarin ulkesi :)
Toplum icerisinde huzur saglanmasi icin toplu tasimacilikta alkol tuketimi ne kadar yasaklanmis olsa da hala metro/otobuslerde yolculuk esnasinda bira/sarap/votka icen gencligi gormeniz mumkun. Ozellikle cuma aksam saatlerinde araclari kullandiginizda burnunuza gelen alkol kokulari sizi sasirtmasin...



Drink aware kampanyasi ile ilgili detayli bilgi icin tiklayin.